Uygulamada el atmalarda husumet konusunda farklı görüşlere yer verildiğini görüyoruz. El atmalarda öncelikle belediye husumet açısından başı çekmektedir. İmar planları belediye tarafından yapıldığı için vatandaşa bu taşınmazın bedelini ödeme külfeti de belediyeye düşmektedir. Ancak içtihatlarla bu durumun farklılık arz ettiğini belirtebiliriz. Yargıtayın bu konuda net bir tutumu olmasa da vatandaştan yana karar verdiğini söyleyebiliriz. Başlıklar halinde yapıları hukuki ve fiili el atma olarak ayrı ayrı değerlendirme yapacağız. Bu makalede Yargıtay kararlarından sıklıkla örnekler vereceğiz. Okuyucularımızın faydasına olacağını umarak keyifli okumalar dileriz.
Hukuk davalarında tanıklık bir olay hakkında bildiği, gördüğü veya 5 duyu organı ile hissettiği olayları mahkeme huzurunda aşağıdaki usul ve şartlarda dinlenilmesidir. Tanığın belirtmiş olduğu hususlar davaya yön vermektedir. Yazılı ve görsel delillerle ispat edilemeyen dosyalarda tanık ifadeleri davanın seyrini değiştirmektedir. Tanıklıkta merak ettiğiniz hususları tek tek sıraladık. Keyifli okumalar dileriz.
İhtiyari Tedbir, taşınmazın ve diğer malvarlıklarının dava sürecinde hak kaybı olmaması ve 3. Kişilere devir olmaması adına tapu üzerine şerh düşülmesidir. Bu şekilde davalı konumundaki kişiler mal kaçıramayacaktır. Tedbir konulmadığı ve söz konusu taşınmaz 3. Kişilere devredildiği taktirde tapunun devri mümkün olmayacağından, davacı sadece uğramış olduğu zararı karşı taraftan isteyebilecektir.
6325 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile birlikte kira davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir. Kira davalarında zorunlu arabuluculuk 01/09/2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlamıştır. 01/09/2023 tarihinden önce açılan tahliye davalarına arabuluculuk prosedürü uygulanmayacaktır.
Özel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz bir mala kamu hizmeti için ihtiyaç duyan ve kamulaştırma yapma yetkisine sahip olan idareler kamu yararının bulunduğu durumlarda Anayasanın 46. maddesindeki koşullara uygun olarak ve parasını peşin vermek suretiyle kamulaştırma yapılabilecek iken ivedi bir kamu yararı olmadan kamulaştırmasız el atma yoluna giderek mülkiyet hakkını ihlal etmektedir.
Günümüzde en çok karşılaştığımız sorunlardan olan kiralanan taşınmazların tahliyesi, kira bedeli ödenmediğinde veya kira süresi sona erdiğinde başvurduğumuz yollardandır. Tahliye davası kanunda sayılan belirli nedenlerle kiracının taşınmazdan çıkartılması için açılan dava türüdür. Başlıca tahliye türleri şunlardır:
Tahliye Taahhütnamesi Nedir? 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda genel olarak kiracıyı koruyan hükümlere yer verilmiştir. Kiralayanın, taşınmazın tahliyesini isteme hakkı sınırlı tutulmuştur. Bunlardan bir tanesi tahliye taahhütnamesi ile taşınmazın tahliyesini…
Arsa Sahibi İle Müteahhit Arasındaki Sözleşme Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin uygulamada çok sık başvurulan bir sözleşme olduğu söylenebilir. Arsa sahibi arsa temin etmekte, müteahhit ise finans sağlamaktadır. Bu sözleşme…
A. Vekalet Sözleşmesinin Tanımı ve Hukuki Niteliği Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 502. maddesinin birinci fıkrasına göre vekâlet sözleşmesi; vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Geniş…
A. Sözleşmenin niteliği Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve hasılat paylaşımı sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemektedir. Yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine…
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, Borçlar kanununun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türüdür. Bu sözleşme ile iş sahibi bir arsanın muayyen bir payının bedel olarak devri veya devri taahhüdü karşılığında, yüklenicinin bir inşa (yapı) eseri meydana getirmeyi…

